Türkiye'nin en sevilen ve geleneksel lezzetlerinden biri olan tarhana, maalesef gıda sahteciliğinin kurbanı oldu. Tarım ve Orman Bakanlığı'nın son açıklamasıyla birlikte, bazı markaların "doğal", "ev yapımı" ve "köy ürünü" etiketleriyle sattığı tarhanalarda yapay gıda boyası tespit edildiği ortaya çıktı. Bu durum, tüketiciler arasında büyük bir şaşkınlık ve endişe yaratırken, geleneksel lezzetlere olan güveni de sarstı.

Hangi Markalar Riskli?

Bakanlığın açıkladığı listede yer alan markalar arasında en dikkat çekici olanlardan biri Köyüm Tarhana – Zeliha Çıkıkcı oldu. 31 Ocak 2025 ve 2 Eylül 2024 tarihlerinde yapılan laboratuvar analizlerinde, bu markaya ait ürünlerde gıda boyası kalıntısı tespit edildi. Aynı listede, Adem ve Celal Unlu Mamulleri – Satiye Bakır markasına ait "Doğal Köy Tarhanası" ürünleri de aynı gerekçeyle yer aldı. Bu durum, tüketicilerin "doğal" ve "köy ürünü" etiketlerine olan güvenini derinden etkiledi.

Gıda Boyası Neden Kullanılıyor?

Gıda boyası, ürünlerin rengini daha canlı ve çekici hale getirmek amacıyla kullanılıyor. Ancak, bazı yapay gıda boyalarının sağlığa zararlı olduğu biliniyor. Bu nedenle, gıda üreticilerinin doğal ve güvenli renklendiriciler kullanması büyük önem taşıyor. Tarhanada gıda boyası kullanımının tespit edilmesi, tüketicilerin sağlığını riske atmanın yanı sıra, ürünün kalitesini de düşürüyor.

Tüketiciler Ne Yapmalı?

Bu tür durumlarla karşılaşmamak için tüketicilerin dikkat etmesi gereken bazı önemli noktalar bulunuyor:

• Güvenilir markaları tercih edin.
• Ürün etiketlerini dikkatlice okuyun.
• Şüpheli durumlarda Tarım ve Orman Bakanlığı'na başvurun.
• Mümkünse doğal ve organik ürünleri tercih edin.

Unutmayın, sağlıklı ve güvenli gıda tüketimi için bilinçli olmak büyük önem taşıyor.

Gıda sahteciliği vakalarının artması, tüketicilerin bilinçlenmesi ve yetkililerin denetimlerini sıklaştırması gerektiğini bir kez daha gösteriyor. Tarhana gibi geleneksel ve sağlıklı olarak bilinen ürünlerde bile sahteciliğe rastlanması, gıda sektöründe daha sıkı önlemler alınmasının gerekliliğini ortaya koyuyor. Tüketiciler olarak, güvendiğimiz markaları ve ürünleri tercih etmeye devam etmeli, ancak her zaman şüpheci ve bilinçli olmalıyız. Unutmayalım ki, sağlığımız her şeyden daha değerli.