BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, 5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de kadınlara özel üniversiteler ve sadece kadınlara hizmet verecek hastaneler kurulması gerektiğini savundu. Bu öneri, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı ve tartışmaları beraberinde getirdi.

Kadınlara Özel Üniversite: Gerekli mi, Ayrımcılık mı?

Destici, kadınların geçmişte eğitim hayatına erişimde yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, Japonya'daki benzer örnekleri hatırlattı. "Japonya'da örnekleri bulunan, sadece kadınlara ve kız öğrencilere yönelik üniversitelerin Türkiye'de de kurulması gerektiğine inanıyorum" dedi. Bu tür yapıların, kadınların sosyal hayatta ve istihdamda daha güçlü yer alabilmesi için destekleyici rol oynayacağını ifade etti.

Ancak bu öneri, bazı kesimler tarafından ayrımcılık olarak değerlendirilebilir. Eleştirilere göre, kadınlara özel üniversiteler, karma eğitim ortamlarının sunduğu farklı bakış açılarını ve sosyal etkileşimi engelleyebilir. Ayrıca, bu tür bir ayrımcılık, kadınların erkeklerle eşit şartlarda rekabet etme yeteneklerine olan güvensizliği de yansıtabilir.

Öte yandan, destekleyenler ise kadınlara özel üniversitelerin, kız öğrencilerin daha rahat ve özgür bir ortamda eğitim almasını sağlayabileceğini, özellikle bazı muhafazakar çevrelerdeki ailelerin kızlarını okutma konusunda daha istekli olabileceğini savunuyor.

Kadınlara Özel Hastane: Mahremiyet mi, İhtiyaç mı?

Destici'nin bir diğer önerisi ise, sadece kadınlara hizmet verecek hastanelerin kurulması oldu. Bu öneriyi, sağlık hizmetlerinde mahremiyet ve erişilebilirliğin önemine vurgu yaparak savundu. Geçmiş dönemlerde bu önerilere ideolojik sebeplerle karşı çıkıldığını da belirtti.

Kadınlara özel hastaneler, özellikle kadın hastalıkları, doğum ve jinekoloji gibi konularda uzmanlaşmış sağlık hizmetleri sunarak, kadınların mahremiyetini koruyabilir ve daha rahat bir ortamda tedavi olmalarını sağlayabilir. Ancak, bu tür hastanelerin yaygınlaşması, diğer hastanelerdeki kadın sağlığı hizmetlerinin kalitesini düşürebilir ve kadınların genel sağlık hizmetlerine erişimini zorlaştırabilir.

Bu konuda da farklı görüşler mevcut. Bazı uzmanlar, kadınların kendilerini daha rahat hissedecekleri, özel ihtiyaçlarına yönelik hizmetlerin sunulduğu hastanelerin faydalı olabileceğini belirtirken, diğerleri ise sağlık hizmetlerinde cinsiyet ayrımcılığının doğru olmadığını ve tüm hastanelerin kadınların ihtiyaçlarına uygun hale getirilmesi gerektiğini savunuyor.

Şiddet ve Eşitlik Vurgusu

Destici, konuşmasında kadına yönelik şiddetin tüm dünyada çözülemeyen bir sorun olduğunu belirterek, alınan önlemlerin yetersiz kaldığını söyledi. "Önleyici tedbirler güçlendirilmeli, gerektiğinde ceza hükümleri yeniden düzenlenmelidir" dedi. Ayrıca, çocuklara yönelik cinsel suçların ağır sonuçlar doğurduğunu ve bu konuda BBP'nin uzun süredir çalışma yürüttüğünü aktardı.

Kadınların meslek edinmesi, yükseköğretime erişimi ve iş yaşamında yer almasının desteklenmesi gerektiğini vurgulayan Destici, "Kadınlarımızın ekonomik güç kazanması, bağımsızlıklarını güçlendirir ve sosyal hayatta daha güvenli bir ortam oluşturur" değerlendirmesinde bulundu. Kadın çalışanlar için iş saatlerinin düzenlenmesi ve pozitif ayrımcılık uygulamalarının genişletilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

• Kadınların hafta sonu çalıştırılmaması
• Bayram arefelerinin tam gün izin sayılması

gibi önerilerde bulundu.

Son olarak, ailelerin ekonomik koşullar nedeniyle çocuk sahibi olma konusunda tereddüt yaşadığını belirterek, sosyal desteklerin artırılması gerektiğini söyledi. Kadınların iş yerlerinde doğum sonrası iki yıl izin kullanabilmesi ve her kurumda çocuk bakım hizmeti sunulması gerektiğini ifade etti.

Mustafa Destici'nin kadınlara özel üniversite ve hastane kurulması önerisi, Türkiye'de kadın hakları, eşitlik ve ayrımcılık konularında yeni bir tartışma başlattı. Bu önerinin hayata geçirilip geçirilmeyeceği ve nasıl bir etki yaratacağı ise merak konusu. Ancak, bu tartışma, kadınların toplumdaki yerini ve haklarını daha geniş bir şekilde ele alma fırsatı sunuyor.