İstanbul'da bir simitçinin "Adres Sormak 1 Simit" uygulaması, yazar Uğur Canbolat'ın dikkatini çekti. Canbolat, bu basit uygulamanın ardında yatan derin anlamı ve insanlık dersini kaleme aldı. Köşe yazısında, simitçinin tebessümü ve insanlara yaklaşımı üzerinden sıcak bir İstanbul hikayesi anlatılıyor.

Simitçi Ferhat'ın Sıcakkanlılığı

Uğur Canbolat, yazısına sabahları Zincirlikuyu'dan Beşiktaş'a yürüyerek işe gittiğini anlatarak başlıyor. Bu yürüyüşler sırasında gözlem yapma fırsatı bulduğunu ve insanlarla etkileşim kurduğunu belirtiyor. Bir gün, yol üzerinde bir simitçi dikkatini çekiyor. Simit tezgahında asılı olan "Adres Sormak 1 Simit" yazısı ve yanındaki gülen yüz emojisi, Canbolat'ı tebessüm ettiriyor. Bu basit ama anlamlı uygulama, yazarın zihninde derin bir iz bırakıyor.

Canbolat, simitçi Ferhat Akkaya ile tanışıyor ve ayaküstü sohbet ediyor. Ferhat, Tokatlı olduğunu ve 30 yıldır İstanbul'da yaşadığını anlatıyor. Simitçiliği ise 10 yıldır yapıyormuş. Canbolat'ın "Böyle tebessümle simit satan var mı?" sorusuna Ferhat, mahcup bir şekilde "Ben varım" cevabını veriyor. Ferhat, sabahları aç olan insanları doyurmanın kendisi için çok değerli olduğunu ve bu nedenle güler yüzlü olmaya çalıştığını söylüyor.

Adres Sormanın Muhabbeti

Ferhat Akkaya, adres sorma konusunun da kendisi için önemli olduğunu belirtiyor. İnsanların sabah telaşında bir yerlere yetişmeye çalıştığını ve adres sorarak işlerini kolaylaştırmaya çalıştıklarını ifade ediyor. "Adres soran çok mu?" sorusuna ise "Günde otuzdan fazla oluyor" cevabını veriyor. Bir simit karşılığında hem karnını doyuruyorlar hem de doğru adresi öğreniyorlar. Bu durum, Ferhat'ı mutlu ediyor.

Ferhat, bu fikrin nasıl ortaya çıktığını anlatırken, bir arkadaşının şaka yollu bu şekilde yaptığını söylediğini belirtiyor. Kendisi de ertesi gün bu yazıyı hazırlayıp simit arabasına asmış. Tebessüm emojisi ise güne enerji katmak ve şakalaşmak için eklenmiş. Yani, simit almayana da adres tarif etmekten çekinmiyor.

Esnaf Ahlakı ve Gönül Zenginliği

Canbolat, sohbet sırasında bir müşterinin ev poğaçası aldığını ve parasının yetmediğini görüyor. Ferhat, müşteriye "Yarın verirsin" diyerek ısrar ediyor ve parayı almıyor. Bu durumun sık sık yaşandığını ve Ferhat'ın bunu dert etmediğini öğreniyor. Hatta, gelmeyen paraları "Sadakamız olur" diyerek geçiştiriyor. Bu davranış, tam bir esnaf ahlakı örneği sergiliyor.

Uğur Canbolat, simitçi Ferhat Akkaya'nın hikayesi üzerinden şu sonuca varıyor:

• Bu toprakların insanı böyledir.
• Yüreği engin sahralar gibidir.
• Maddi olarak eli dar bile olsa gönlü zengindir.
• Paylaşmayı bilir, bölüşmeyi sever.
• Hayatı ortaklaştırır.

Mesele bir simite adres tarifi değildir aslında. Mesele muhabbettir, dostluktur, insanlıktır. Bir tebessüm ikramıdır güne. Simitçi Ferhat Akkaya'yı tanıdığıma memnun oldum. Tokat ile Yozgat'ın kardeşliği muhabbet derinleşerek devam edecek anlaşılan. Ve… Hep tebessümlü olacak…