
Gazze'de İnsanlık Suçu! Soykırıma Sessiz Kalma
Gazze'de yaşananlar, insanlık olarak hepimizin ortak utancı. Filistin'de yaşanan acılar o kadar derin ki, bu konuda yazmak dahi yetersiz kalıyor. Gözlerimizin önünde cereyan eden bu soykırımı durduramadığımız için utanıyoruz. İhlallere alışmamalı, sessiz kalmamalıyız. Bertolt Brecht'in dizeleriyle, "Çekilen acılar dayanılmaz olunca duyulmaz artık hiçbir çığlık." Gazze'de yaşananlar, bu acı gerçeği bir kez daha gözler önüne seriyor.
Gazze'de Yaşanan İnsanlık Dramı
Filistin Haber Ajansı WAFA'nın verilerine göre, son 24 saatte onlarca Filistinli hayatını kaybederken yüzlercesi yaralandı. Resmi rakamlara göre, çoğu kadın ve çocuk olmak üzere binlerce insan yaşamını yitirdi, on binlerce kişi yaralandı. Ancak, bu rakamlar dahi Gazze'deki acının boyutunu tam olarak yansıtmıyor. Gazze, insanlığın gömüldüğü bir mezarlığa dönüşürken, Filistinlilerin sesi yeterince duyulmuyor.
Netanyahu hükümetinin izlediği soykırım politikası, Gazze'de yaşamı her açıdan dayanılmaz hale getiriyor. Hastaneler, okullar bombalanıyor; siviller hedef alınıyor. Yaşam hakkı ve insan onuru hiçe sayılıyor. Çocuklar açlıkla, hastalıkla ve ölümle boğuşurken, kronik hastalar tedavi göremiyor. Filistinliler evlerinden, yurtlarından ediliyor. Tüm bu yaşananlar, uluslararası hukukun açık bir ihlali anlamına geliyor.
Batı Şeria'da da illegal yerleşim faaliyetleri artarak devam ediyor. İsrail hükümeti, Filistin'e yönelik topyekûn bir saldırı gerçekleştiriyor. Bu saldırılar, Filistinlilerin varlığını tehdit ediyor ve bölgedeki barış umutlarını yok ediyor.
Uluslararası Toplumun Sorumluluğu
Netanyahu, terörist yaftasıyla hedef aldığı sivilleri görünmez kılmaya çalışıyor. Ancak, insan hakları savunucuları ve vicdan sahibi insanlar, Gazze'deki soykırımın acılarını görünür kılmak için mücadele ediyor. Birleşmiş Milletler Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese, Gazze'de yaşananları soykırım olarak nitelendiriyor ve BM sisteminin harekete geçmesi için çaba sarf ediyor. Albanese, Filistin'de yaşananların siyasi ve ekonomik boyutunu ele alan raporlar yayınlayarak, sorumluların hesap vermesi gerektiğini vurguluyor.
Ancak, Albanese'nin bu çabaları, bazı çevreler tarafından engellenmeye çalışılıyor. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Albanese'ye yönelik yaptırım kararı alarak, onun görevini yapmasını zorlaştırmaya çalışıyor. Bu durum, insan hakları savunucularının baskıcı rejimlerle olan mücadelesinin zorluğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Kolektif Utancımızı Yenmek İçin
BM'nin Filistin ve diğer özel raportörlerinin faaliyetlerine rağmen, BM mekanizması Gazze'de yaşanan soykırımı hala durduramıyor. BM'nin, karar alıcılar ile insan hakları uzmanları arasındaki makası kapatacak bir yapılanmaya ihtiyacı var. Karar alıcıların, politikalarını insan onuru temelinde belirlemesi ve insan hakları alanındaki uzmanların faaliyetlerini desteklemesi gerekiyor.
Filistinlilere yönelik kolektif bir cezalandırma ile karşı karşıyayız. Savaş isteyenler kolektif hareket ederken, savaşa karşı olanlar olarak bizler de kolektif hareket etmeliyiz. Sesi kısılanların sesi olmak için kolektif çaba sarf etmeli, var olan çabalara gücümüz yettiğince katkı sunmalıyız. Kolektif utancımızı ancak kolektif çaba göstererek yenebiliriz.
Gazze'de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmamalı, bu soykırıma dur demek için elimizden geleni yapmalıyız. Unutmayalım ki, insanlık onuru hepimizin ortak sorumluluğudur.
- Gazze'ye destek olalım.
- Uluslararası kamuoyunu harekete geçirelim.
- Sessiz kalmayalım, sesimizi yükseltelim.
Gazze'de yaşananlar, insanlık tarihine kara bir leke olarak geçecektir. Bu lekeyi temizlemek, hepimizin elinde.