
PKK'ya Af mı Geliyor? Demirtaş ve İmamoğlu Neden İçeride?
Karar gazetesi yazarı Mehmet Ocaktan, Türkiye'nin hassas bir dönemden geçtiğini ve çözüm sürecinde atılacak adımların toplumsal dengeleri derinden etkileyebileceğini vurguladı. Özellikle adalet kavramının zedelendiği bu süreçte, atılacak adımların büyük bir titizlikle değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Adalet mi, Siyasi Hesaplar mı?
Ocaktan, çözüm sürecinin "adaletin en yaralı olduğu bir dönemde" yürütüldüğünü ifade ederek, bu durumun toplumsal huzuru tehdit edebileceğine dikkat çekti. Özellikle, PKK ve Abdullah Öcalan için yasal düzenlemeler yapılırken, siyasi tutukluların durumunun göz ardı edilmemesi gerektiğini savundu. Aksi takdirde, adaletin sağlanmadığı bir çözüm sürecinin başarıya ulaşmasının mümkün olmadığını belirtti.
Ocaktan'ın dikkat çektiği isimler arasında Selahattin Demirtaş, Osman Kavala ve Can Atalay gibi isimler yer alıyor. Bu isimlerin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) ve Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarına rağmen hala cezaevinde tutulması, adalet sistemine olan güveni zedeliyor. Ayrıca, 15 milyonluk İstanbul'un seçtiği Ekrem İmamoğlu'nun, "casusluk" gibi absürt iddialarla yargılanması da kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılanıyor.
Ocaktan, bu durumu şu sözlerle eleştiriyor: "PKK ve Öcalan için yasal düzenlemeler yapılırken, eğer Selahattin Demirtaş, Osman Kavala, Can Atalay gibi isimler AİHM ve AYM kararlarına rağmen hala cezaevinde kalmaya devam edecekse, 15 milyonluk İstanbul'un seçtiği Ekrem İmamoğlu, casusluk dahil, akla gelebilecek en absürt iddialarla içeride tutulacaksa bu işte bir yanlışlık var demektir."
Çözüm Süreci mi, Kaos mu?
Çözüm sürecinin başarılı olabilmesi için, adaletin sağlanması ve tüm kesimlerin haklarının korunması gerekiyor. Aksi takdirde, atılacak yanlış adımlar toplumsal huzursuzluğa ve yeni sorunlara yol açabilir. Ocaktan, iktidarın bu konuda dikkatli olması gerektiğini ve adalet terazisinin hassas bir şekilde korunması gerektiğini vurguluyor.
Türkiye'nin geçmişte yaşadığı çözüm süreçleri, bu konuda önemli dersler sunuyor. Özellikle, toplumun tüm kesimlerinin katılımının sağlandığı, şeffaf ve adil bir süreç izlenmesi gerekiyor. Aksi takdirde, çözüm süreci yeni sorunlara ve kutuplaşmalara neden olabilir.
Türkiye Nereye Gidiyor?
Mehmet Ocaktan'ın bu açıklamaları, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili önemli soruları gündeme getiriyor. Adalet sistemine olan güvenin zedelendiği, siyasi kutuplaşmanın arttığı bir ortamda, çözüm sürecinin nasıl yürütüleceği büyük bir merak konusu. İktidarın atacağı adımlar, Türkiye'nin geleceği açısından belirleyici olacak. Umarız ki, bu süreçte adalet ve hakkaniyet ilkeleri ön planda tutulur ve toplumsal huzur sağlanır.









