Marmara Denizi'nin geleceği için alarm zilleri çalıyor! 3 Haziran Marmara Denizi Günü'nde kamuoyuyla paylaşılan "Marmara Denizi: Restorasyon Yol Planı", bölgenin ekolojik bütünlüğünü yeniden kurmayı hedefliyor. Peki, bu plan Marmara'yı kurtarabilecek mi? İşte detaylar...

Marmara Denizi Neden Tehlikede?

Marmara Denizi, sadece Türkiye için değil, tüm dünya için önemli bir ekosistem. Göçmen kuşlar ve deniz memelileri için hayati bir rota üzerinde bulunuyor. Ancak, son yıllarda yaşananlar, bu hassas sistemin ne kadar kırılgan olduğunu gözler önüne seriyor:

• Müsilaj Krizi: 2021'de yaşanan müsilaj krizi, deniz yaşamını olumsuz etkiledi ve büyük bir çevre felaketine yol açtı.
• Oksijen Seviyesindeki Düşüş: Denizdeki oksijen seviyesinin azalması, canlıların yaşam alanlarını daraltıyor.
• Derin Deniz Deşarjları: Kontrolsüz atık deşarjları, deniz kirliliğini artırıyor.
• Arazi Tahribatı: Kıyı şeridindeki yapılaşma ve arazi kullanımı değişiklikleri, ekosistemi bozuyor.

Uydu görüntülerine dayanan analizler, son 20 yılda Marmara'daki kaliteli orman örtüsünün %15,75'ten %6,5'e düştüğünü gösteriyor. Aynı dönemde, kentsel gelişim %27,7'den %38,4'e yükseldi. Bu durum, Marmara Denizi'nin geleceği için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Restorasyon Yol Planı Ne Öneriyor?

"Marmara Denizi: Restorasyon Yol Planı", bu sorunlara çözüm bulmayı amaçlıyor. Planın temel hedefi, 2030 yılına kadar Marmara Havzası'nın kara ve deniz alanlarının en az %30'unun koruma altına alınması. Bu hedef doğrultusunda aşağıdaki adımlar öneriliyor:

• Tehdit altındaki türlerin yaşadığı kritik bölgelerin sit alanı, milli park veya deniz koruma alanı ilan edilmesi.
• Mevcut doğal alanların tamamının koruma altına alınması.
• Sürdürülebilir su yönetimi uygulamalarının hayata geçirilmesi.
• Kirliliğin azaltılması için etkin atık yönetimi sistemlerinin kurulması.
• Yerel toplulukların bilinçlendirilmesi ve koruma çalışmalarına katılımının sağlanması.

Proje kapsamında 2022 sonbaharından 2024 ilkbaharına kadar süren 16 aylık bir çalışma yürütüldü. Bu çalışmada, deniz biyologları, mühendisler, şehir plancıları, hukukçular ve yerel topluluklar bir araya geldi. Projenin saha araştırmaları ve haritalama çalışmaları hidrolog ve şehir plancısı Sera Tolgay tarafından yürütüldü ve Dünya Mirası Adalar Ekoloji ve Kültür Derneği tarafından desteklendi.

Peki, Şimdi Ne Olacak?

Marmara Denizi için hazırlanan bu restorasyon planı, umut verici bir adım olsa da, hayata geçirilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması büyük önem taşıyor. Uzmanlar, planın başarılı olması için tüm paydaşların iş birliği yapması gerektiğini vurguluyor. Aksi takdirde, Marmara Denizi'nin ekolojik çöküşü kaçınılmaz olabilir. Unutmayalım ki, Marmara'nın geleceği, bizim ellerimizde!

Marmara Denizi'nin korunması, sadece çevresel bir zorunluluk değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal bir gereklilik. Bölgedeki turizm, balıkçılık ve diğer sektörler, Marmara'nın sağlıklı bir ekosisteme sahip olmasına bağlı. Bu nedenle, hepimizin bu konuda sorumluluk alması ve gerekli adımları atması gerekiyor.