
Hüseyin Yayman'dan Gazeteci Zeyrek'e İmralı Ziyareti Oyunu! Şok İtiraf
Gazeteci Deniz Zeyrek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman tarafından İmralı ziyareti konusunda nasıl yanıltıldığını çarpıcı bir yazıyla anlattı. Zeyrek, Yayman'ın kendisine "Hastanedeyim, gitmedik" demesine rağmen heyetin çoktan İmralı'ya gidip döndüğünü öğrendiğinde yaşadığı şaşkınlığı dile getirdi. Bu olay, Ankara kulislerinde büyük yankı uyandırdı.
İmralı Ziyareti ve Siyasi Heyet
Meclis'te kurulan "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" kapsamında AK Parti, MHP ve DEM Parti temsilcilerinden oluşan bir heyet, pazartesi günü İmralı'ya giderek Abdullah Öcalan ile görüştü. Heyette AK Parti'li Hüseyin Yayman, MHP'li Feti Yıldız ve DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit yer aldı. Ziyaret, basına bilgi verilmeden gerçekleştirildi.
Ziyaretin ardından gazeteciler, kulislerde dolaşan bilgileri doğrulamak için harekete geçti. Deniz Zeyrek, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Yayman'ı telefonla aradı. Zeyrek'in "Gittiniz mi?" sorusuna Yayman, "Hayır, ben hastanedeyim. İki ay önce geçirdiğim bir operasyon nedeniyle kontrole geldim. Yarın ya da çarşamba gideriz" şeklinde yanıt verdi.
Zeyrek, aldığı bilgiyi haber ekibine iletti. Ancak kısa bir süre sonra durum değişti. Zeyrek'in editör arkadaşları, MHP'li Feti Yıldız'ın manalı bir paylaşımını ve Mezopotamya Ajansı’nın "Heyet gitti, döndü" haberini iletti. Bu durum, Zeyrek'i büyük bir şaşkınlığa uğrattı.
Zeyrek'in Şaşkınlığı ve Sitemi
Deniz Zeyrek, yaşadığı hayal kırıklığını şu sözlerle ifade etti:
"30 yıllık bir gazeteciyim ve hala siyasetçilere bu kadar güvenilemeyeceğini öğrenemedim."
Zeyrek, Yayman'ın kendisini yanlış yönlendirmesine sitem ederek, "Hiç olmazsa 'bilgi veremem' deseydi, dürüst davransaydı. Neden böyle yaptı ki?" şeklinde konuştu. Bu olay, Ankara kulislerinde yeni bir tartışma başlattı.
Olayın ardından siyasiler arasında güven sorunu tekrar gündeme geldi. Gazetecilerin bilgi edinme süreçlerinde karşılaştıkları zorluklar bir kez daha gözler önüne serildi. Bu durum, siyaset ve medya ilişkilerinde şeffaflığın ve dürüstlüğün önemini bir kez daha vurguladı. Hüseyin Yayman'ın bu davranışı, gazetecilik etiği açısından da tartışma yarattı.









