Türkiye ile Yunanistan arasında Ege ve Akdeniz'deki deniz yetki alanları konusunda uzun süredir devam eden gerilim tırmanıyor. Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı son açıklama, Ankara'nın Atina'ya yönelik sert tutumunu bir kez daha gözler önüne serdi. Bakanlık, Yunanistan'ın bölgedeki "oldubitti" teşebbüslerinin Türkiye açısından hiçbir hukuki sonuç doğurmayacağını vurguladı. Peki, bu gerilimin arka planında neler yatıyor ve Türkiye'nin bu konudaki duruşu ne?

Ege ve Akdeniz'deki Deniz Yetki Alanı Sorunu

Ege ve Akdeniz, Türkiye ve Yunanistan arasındaki en önemli anlaşmazlık konularından biri. Her iki ülkenin de kıyısı bulunan bu denizlerde, hangi ülkenin ne kadar yetki alanına sahip olduğu sorusu, yıllardır çözülemeyen bir problem olarak duruyor. Yunanistan, kıyılarına yakın adaların da kendi kıta sahanlığına dahil olduğunu savunurken, Türkiye bu yaklaşımın uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirtiyor. Bu anlaşmazlık, zaman zaman iki ülke arasında askeri gerginliğe dahi yol açabiliyor.

Türkiye'nin temel argümanı, Yunanistan'ın adaları kullanarak Türkiye'nin deniz yetki alanını daraltmaya çalıştığı yönünde. Ankara, bu durumun Türkiye'nin ekonomik çıkarlarını ve denizlerdeki serbest dolaşım hakkını engellediğini savunuyor. Dışişleri Bakanlığı'nın açıklamasında da bu konuya dikkat çekilerek, Yunanistan'ın Ege ve Akdeniz'de Türkiye'nin deniz yetki alanını ihlal ettiği belirtildi.

Bu bağlamda, Türkiye, Yunanistan'ı diyalog ve iş birliğine davet ediyor. Ancak, Ankara, aynı zamanda, kendi haklarını korumak için gerekli tüm adımları atmaktan çekinmeyeceğini de vurguluyor. Bu durum, Ege ve Akdeniz'deki gerilimin önümüzdeki dönemde de devam edebileceği anlamına geliyor.

Türkiye'nin Kararlı Duruşu

Türkiye, Ege ve Akdeniz'deki haklarından taviz vermeyeceğini her fırsatta dile getiriyor. Dışişleri Bakanlığı'nın son açıklaması da bu kararlılığın bir göstergesi. Türkiye, uluslararası hukuka uygun olarak kendi deniz yetki alanlarını belirleme ve bu alanlarda faaliyet gösterme hakkını saklı tutuyor. Bu çerçevede, Türkiye, bölgedeki hidrokarbon arama faaliyetlerini de sürdürüyor.

Türkiye'nin bu konudaki duruşu, sadece kendi çıkarlarını korumakla sınırlı değil. Ankara, aynı zamanda, bölgedeki istikrarın ve güvenliğin sağlanması için de çaba gösterdiğini belirtiyor. Ancak, Türkiye, bu istikrarın ancak tüm tarafların haklarına saygı duyulmasıyla mümkün olabileceğine inanıyor.

• Uluslararası hukuka uygun çözümler aranmalı.
• Taraflar arasında diyalog kanalları açık tutulmalı.
• Gerginliği tırmandıracak eylemlerden kaçınılmalı.

Ege ve Akdeniz'deki deniz yetki alanı sorunu, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin geleceği açısından kritik bir öneme sahip. İki ülkenin, bu sorunu çözmek için yapıcı bir diyalog sürecine girmesi, bölgedeki istikrarın sağlanması açısından büyük önem taşıyor. Aksi takdirde, gerginliğin tırmanması, sadece iki ülke arasındaki ilişkileri değil, tüm bölgeyi olumsuz etkileyebilir.