CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gündeme bomba gibi düşen açıklamalarda bulundu. Başarır, Türkiye'deki siyasi atmosferi değerlendirirken, geçmişteki darbelerle günümüzdeki uygulamalar arasında çarpıcı bir karşılaştırma yaptı. Özellikle muhtemel cumhurbaşkanı adaylarının cezaevinde olmasına dikkat çeken Başarır, bu durumun demokrasi açısından endişe verici olduğunu vurguladı.

Günümüzdeki Cunta Anlayışı

Başarır, günümüzdeki cunta anlayışının değiştiğini belirterek, "Cunta artık bu dünyada postallarla, tanklarla yapılmıyor. İktidara gelen bir yapı; medyayı, yargıyı, bürokrasinin bir bölümünü ele geçirdikten sonra algı yapıp, rakiplerini cezaevine atabiliyor" ifadelerini kullandı. Bu sözleriyle, iktidarın muhalifleri susturmak için farklı yöntemler kullandığına işaret etti.

Üç Muhtemel Aday Cezaevinde

Başarır, şu anda muhtemel üç cumhurbaşkanı adayının cezaevinde olduğunu hatırlatarak, bu durumun kabul edilemez olduğunu savundu. "Şu anda muhtemel 3 cumhurbaşkanı adayı; Ümit Özdağ, Selahattin Demirtaş ve 16 milyona yakın insanın oyunu alan, CHP'nin resmi olarak açıkladığı cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu cezaevinde" dedi. Bu isimlerin cezaevinde olmasının, seçim sürecini ve demokratik rekabeti olumsuz etkilediğini belirtti.

Kenan Evren Bile Yapmadı

Başarır, açıklamalarını daha da sertleştirerek, "Kenan Evren dahi bunları yapmadı" dedi. Bu sözleriyle, geçmişteki darbe dönemlerinde bile bu kadar ileri gidilmediğini vurguladı. "3 muhtemel cumhurbaşkanı adayı cezaevinde; cunta, darbe, otokrasi, faşizm gibi kelimelerden etkileniyorsun. Bu yargının hali normal mi?" diye sorarak, yargının bağımsızlığına ve tarafsızlığına olan inancının sarsıldığını ifade etti.

Siyasi Etkileri ve Olası Sonuçlar

Ali Mahir Başarır'ın bu açıklamaları, Türkiye siyasetinde yeni bir tartışma başlattı. Muhalefet partileri, Başarır'ın sözlerine destek vererek, iktidarın muhaliflere yönelik baskılarını kınadı. İktidar kanadından ise henüz resmi bir açıklama gelmedi. Ancak, Başarır'ın açıklamalarının önümüzdeki günlerde siyasi tansiyonu daha da yükseltmesi bekleniyor. Bu durum, yaklaşan seçimler öncesinde seçmenlerin tercihlerini de etkileyebilir. Özellikle kararsız seçmenlerin, bu tür gelişmeler karşısında nasıl bir tavır sergileyeceği merak konusu.