The Economist dergisinin yayımladığı son analiz, eski İngiltere Başbakanı Tony Blair'in Gazze için olası bir "uluslararası geçiş yönetimi" rolünü üstlenmesini tartışmaya açtı. Trump'ın desteği ve Körfez ülkelerinin ilgisiyle bu plan yeniden gündeme gelirken, bölgedeki karmaşık dinamikler ve olası sonuçları merak konusu oldu.

Gazze'nin Geleceği: Blair Yönetebilir mi?

The Economist, Gazze'nin geleceğine dair analizinde, bölgenin altyapısının İsrail saldırılarıyla tamamen yok edildiğini ve kimsenin bu "cehennemi" yönetmek istemediğini vurguluyor. Dergi, "Eski İngiltere Başbakanı Tony Blair Gazze'yi yönetebilir mi?" sorusunu sorarak dikkatleri üzerine çekiyor. Savaşın ardından ortaya atılan çeşitli "ertesi gün" planları arasında, Blair'in "Uluslararası Gazze Geçiş İdaresi" (GITA) önerisi öne çıkıyor. Bu yapının 5 yıllığına BM'den yetki alması ve Gazze'de en yüksek siyasi otorite olması planlanıyor. Finansmanın ise Körfez ülkeleri tarafından sağlanması bekleniyor.

GITA Planı: Kosova ve Doğu Timor Modeli mi?

Blair'in GITA planının, Kosova ve Doğu Timor'daki uluslararası geçiş yönetimlerinden ilham aldığı belirtiliyor. İlk etapta Mısır'ın Ariş kentinde kurulması, ardından istikrar sağlandığında Gazze'ye taşınması hedefleniyor. Nihai amacın ise Gazze ile Batı Şeria'yı birleştirip kademeli olarak Filistin Yönetimi'ne devretmek olduğu ifade ediliyor. Ancak bu plan, Filistinliler arasında farklı tepkilere yol açıyor. Blair ekibinin yaptığı ankete göre, Gazze halkının dörtte biri uluslararası yönetimi, üçte biri ise Batı Şeria'daki Mahmud Abbas yönetimini tercih ediyor. Hamas'ın yönetimde kalmasını isteyenlerin oranı ise oldukça düşük.

Tarihsel Gölge ve Güven Sorunu

The Economist, İngiltere'nin bölgedeki geçmişteki rolüne de dikkat çekiyor. 1917'de yayımlanan Balfour Deklarasyonu ile Yahudilere Filistin'de ulusal yurt vaat edildiği, aynı gün Gazze'nin işgal edildiği hatırlatılıyor. Birçok Filistinli, benzer bir sürecin tekrarlanmasından endişe duyuyor. Ayrıca, Blair'in sicili de tartışma konusu. Başbakanlığı döneminde Irak işgaline katılması ve Orta Doğu Dörtlüsü'nün temsilcisi olarak görev yapması, güvenilirliğini zayıflatıyor. Bu dönemde İsrail'in Gazze'ye dört kez saldırması ve Filistin toprakları üzerindeki kontrolünü pekiştirmesi de eleştirilere neden oluyor.

Sonuç olarak, Tony Blair'in Gazze'yi yönetme olasılığı, bölgedeki karmaşık siyasi ve tarihi dinamikler göz önüne alındığında birçok soru işaretini beraberinde getiriyor. Uluslararası toplumun, Filistinlilerin ve İsrail'in bu plana nasıl tepki vereceği, Gazze'nin geleceği açısından belirleyici olacak. Blair'in geçmişteki eylemleri ve bölgedeki güvenilirliği, bu sürecin başarısı için önemli bir engel teşkil edebilir. Ancak, Trump'ın desteği ve Körfez ülkelerinin finansal katkısı, bu planın hayata geçirilme ihtimalini artırıyor. Gazze'nin geleceği, önümüzdeki dönemde bölgedeki güç dengelerini ve diplomatik çabaları yakından ilgilendirecek.