İstanbul'da yaşanan 6.2 büyüklüğündeki deprem sonrası bilim insanları arasındaki tartışmalar alevlendi. Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, "Marmara'da deprem riski bitti" diyerek dikkatleri üzerine çekerken, Prof. Dr. Celal Şengör'e yönelik sert eleştirileriyle gündeme oturdu. Üşümezsoy, Şengör'ü "hoca değil" olarak nitelendirerek, bilimsel sorumluluk vurgusu yaptı.
Deprem Tartışmaları Alevlendi
İstanbul Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, bilim dünyasında farklı görüşleri yeniden ortaya çıkardı. Bazı yer bilimciler, bu depremin Marmara'daki enerji birikimini azalttığını ve beklenen büyük İstanbul depreminin artık olmayacağını savunuyor. Ancak diğer uzmanlar ise bu depremin büyük tehlikenin habercisi olduğunu iddia ediyor.
TGRT Haber'de yayınlanan Taksim Meydanı programına katılan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi'nde beklenen depremin gerçekleştiğini ve artık büyük bir deprem olmayacağını söyledi. Ayrıca, 'büyük İstanbul depremi yolda' diyenlere sert tepki gösterdi.
"Artık Depremler Sustu" İddiası
Silivri'deki 6.2 büyüklüğündeki depremin son büyük sarsıntı olduğunu belirten Şener Üşümezsoy şunları söyledi: "Bundan sonra artık depremler sustu. Marmara Denizi'ni avucumun içi gibi bilirim. Kuzey Anadolu fayı yanal hareket eden bir sistem."
Üşümezsoy'dan Şengör'e Sert Eleştiri
İstanbul'u büyük bir depremin beklediğini ve Silivri'deki 6.2 büyüklüğündeki sarsıntının büyük depremin öncüsü olduğunu iddia edenlere karşı çıkan Üşümezsoy, "Celal Şengör topluma söylediklerinin öz eleştirisini yaptı mı? Celal, hoca değil" ifadelerini kullandı. Üşümezsoy, açıklamalarına şu şekilde devam etti:
"Celal diyor ki, 1766'dan beri deprem olmamış. O zaman şimdi süre doldu büyük deprem olacak. Aşırı basitleştirme. Sanki onlar bilim adamı da ben değilim gibi yapılıyor. Beni Celal ve Naci'nin karşısına koymak bana büyük haksızlık olur."
Şener Üşümezsoy'un bu sözleri, bilim dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Bilimsel Tartışmaların Önemi
Deprem gibi doğal afetler konusunda bilim insanlarının farklı görüşlere sahip olması, kamuoyunda kafa karışıklığına neden olabilir. Ancak bu tür tartışmalar, bilimsel ilerlemenin ve daha doğru bilgilere ulaşmanın bir parçasıdır. Önemli olan, bilimsel verilerin şeffaf bir şekilde paylaşılması ve farklı görüşlerin saygılı bir şekilde tartışılmasıdır.
Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan bir ülke için, deprem konusunda bilimsel çalışmaların ve kamuoyunun bilinçlendirilmesinin hayati önemi bulunmaktadır. Bilim insanlarının farklı görüşleri, bu sürecin sağlıklı bir şekilde ilerlemesine katkı sağlayacaktır.
Şener Üşümezsoy'un Celal Şengör'e yönelik sert eleştirileri, deprem konusundaki bilimsel tartışmaları daha da alevlendirdi. Bu tartışmaların, kamuoyunun deprem bilincini artırmasına ve daha güvenli bir geleceğe hazırlanmasına katkı sağlaması bekleniyor. Unutulmamalıdır ki, depremle yaşamayı öğrenmek ve gerekli önlemleri almak, hepimizin sorumluluğundadır.
