Kan Kusup Kızılcık Şerbeti İçtik Diyenler! Maskeler Düştü
Gündem

Kan Kusup Kızılcık Şerbeti İçtik Diyenler! Maskeler Düştü


16 November 20255 dk okuma2 görüntülenmeSon güncelleme: 16 November 2025

Türkiye'nin terörle mücadelesi ve bu uğurda verilen emekler herkesin malumu iken, DEM Parti'nin "40 yıllık mücadele" söylemi, siyasi arenada büyük yankı uyandırdı. Bu söylem, bazı kesimler tarafından kirli ittifakların ve siyasi ikiyüzlülüğün bir göstergesi olarak değerlendirildi. Abdurrahman Dilipak gibi isimler, bu durumu eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirerek kamuoyunun dikkatini çekti.

DEM Parti'nin Söylemi Ne Anlama Geliyor?

DEM Parti'nin "40 yıllık mücadele" ifadesi, partinin geçmişten günümüze uzanan siyasi serüvenini ve Kürt meselesine yönelik yaklaşımlarını kapsıyor. Ancak bu söylem, özellikle terörle mücadele konusunda hassasiyetleri olan kesimlerde tepkiyle karşılanıyor. Zira Türkiye, uzun yıllardır terör örgütleriyle mücadele ediyor ve bu mücadelede birçok şehit verdi. Bu nedenle, terörle ilişkilendirilen bir partinin "mücadele" söylemi, şehit aileleri ve gaziler başta olmak üzere birçok vatandaşın vicdanını yaralıyor.

Siyasi İkiyüzlülük İddiaları

DEM Parti'nin söylemi, aynı zamanda siyasi ikiyüzlülük iddialarını da beraberinde getiriyor. Eleştirmenler, partinin bir yandan terörle mücadeleye destek verdiğini söylerken, diğer yandan terör örgütleriyle bağlantılı kişilere sahip çıktığını savunuyor. Bu durum, partinin samimiyetine gölge düşürüyor ve kamuoyunda güven kaybına neden oluyor. Siyasi analistler, bu tür çelişkili tutumların, seçmen nezdinde de karşılık bulmakta zorlanacağını belirtiyor.

Türkiye'nin siyasi arenasında sıkça karşılaşılan bu tür tartışmalar, demokrasinin ve ifade özgürlüğünün bir parçası olarak kabul edilebilir. Ancak, özellikle terörle mücadele gibi hassas konularda, siyasi aktörlerin daha dikkatli ve sorumlu davranması gerekiyor. Aksi takdirde, toplumda kutuplaşma ve ayrışma derinleşebilir. Unutulmamalıdır ki, terörle mücadele, tüm siyasi partilerin ortak sorumluluğundadır ve bu konuda birlik ve beraberlik içinde hareket etmek, Türkiye'nin geleceği için hayati önem taşımaktadır.