Hindistan-Pakistan Gerilimi: Savaşın Eşiğine Mi Gelindi?
Gündem

Hindistan-Pakistan Gerilimi: Savaşın Eşiğine Mi Gelindi?


07 May 20255 dk okuma9 görüntülenmeSon güncelleme: 14 June 2025

Hindistan ve Pakistan arasındaki ilişkiler, 1947'de bağımsızlıklarını kazanmalarından bu yana sürekli bir gerilim hattı üzerinde seyrediyor. İki nükleer güç arasındaki temel anlaşmazlık noktası ise, stratejik öneme sahip Keşmir bölgesi. Yıllardır süregelen bu anlaşmazlık, iki ülkeyi defalarca savaşın eşiğine getirirken, bölgedeki istikrarı da tehdit ediyor.

Keşmir Sorunu: Bitmeyen Anlaşmazlık

Müslüman çoğunluğa sahip Keşmir'in Hindistan'a katılma kararı, Pakistan'ın sert tepkisine yol açmış ve bu durum iki ülke arasında üç büyük savaşa neden olmuştur. Günümüzde Keşmir bölgesi fiilen üçe bölünmüş durumda; Hindistan, Pakistan ve Çin farklı bölgelerde kontrolü elinde bulunduruyor. Ancak, sınır anlaşmazlıkları ve karşılıklı suçlamalar, bölgedeki gerilimi sürekli olarak canlı tutuyor.

  • 1947-1948 Savaşı: Bağımsızlığın hemen ardından Keşmir için ilk savaş patlak verdi.
  • 1965 Savaşı: Keşmir'de başlayan ayaklanma, ikinci büyük savaşa dönüştü.
  • 1971 Savaşı: Doğu Pakistan'ın (şimdiki Bangladeş) bağımsızlığıyla sonuçlanan savaşta, Keşmir de önemli bir cephe oldu.

Terörizm Suçlamaları ve Su Kaynakları Anlaşmazlığı

Hindistan, Pakistan'ı terörizmi desteklemekle suçlarken, Pakistan ise bu iddiaları reddediyor. 2008'deki Mumbai saldırıları ve 2019'daki Pulwama saldırısı gibi olaylar, iki ülke arasındaki tansiyonu daha da yükseltmiştir. Ayrıca, su kaynakları üzerindeki anlaşmazlıklar da önemli bir sorun teşkil ediyor. Hindistan'dan doğan ve Pakistan'a akan nehirlerin paylaşımı konusundaki endişeler, taraflar arasında sık sık gerginliğe neden oluyor.

İki ülke arasındaki gerilimin tırmanmasında etkili olan faktörler:

  • Sınır ihlalleri ve askeri provokasyonlar
  • Karşılıklı terörizm suçlamaları
  • Su kaynaklarının paylaşımı konusundaki anlaşmazlıklar
  • Bölgesel güç mücadelesi

Sonuç: Gerilim Tırmanıyor Mu?

Hindistan ve Pakistan arasındaki gerilim, karmaşık ve çok boyutlu bir sorundur. Keşmir sorunu, terörizm suçlamaları ve su kaynakları anlaşmazlığı gibi faktörler, iki ülke arasındaki ilişkilerin sürekli olarak gergin kalmasına neden oluyor. Bölgesel ve küresel aktörlerin arabuluculuk çabalarına rağmen, kalıcı bir çözüm bulunması zor görünmektedir. Ancak, diyalog ve işbirliği yollarının açık tutulması, olası bir çatışmanın önlenmesi açısından büyük önem taşıyor. İki ülkenin de aklıselim davranarak, gerilimi tırmandıracak adımlardan kaçınması ve barışçıl çözümler araması gerekiyor.