28 Nisan 2025 Pazartesi

Empati Testi: Distopik Roman "İşaret" Okurda Şok Etkisi Yaratıyor!

Empati kelimesi üzerine düşündüğümüzde zihnimizde olumlu düşünceler belirir. Empati, acının ve zorbalığın kol gezdiği dünyada insanlığımızı hatırlatan temel duygulardan biri olarak kabul edilir. Ancak, İzlandalı yazar Frida Isberg'in "İşaret" adlı romanı, empati kavramını farklı bir perspektiften ele alarak okuyucuyu düşündürmeye sevk ediyor. Yakın gelecekte geçen bir distopya kurgusuyla, temel duygularımız ve ikilemlerimiz üzerinden felsefi tartışmalara kapı aralıyor.

"İşaret": Empati Testiyle Ayrışan Bir Toplum

"İşaret" romanında, İzlanda Psikoloji Topluluğu, "empati testi" adını verdikleri bir sınavla toplumu iyileştirme amacını güdüyor. Amaç, bireylerin merhamet seviyesini ölçerek iyi ile kötüyü ayırt etmek ve potansiyel suçları önlemek. Testi geçenler "işaretleniyor" ve hayatın her alanında avantaj elde ediyor. Testi geçemeyenler ise toplumun dışına itiliyor. Bu durum, toplumda derin bir ayrışmaya neden oluyor.

Romanda, kuşkucu öğretmen Vetur, testin savunucusu psikolog Oli, testi geçemeyen iş kadını Eyja ve teste karşı direnen genç Tristan gibi karakterler yer alıyor. Bu karakterlerin hikayeleri, okuyucuyu empati, adalet ve özgürlük gibi kavramlar üzerine düşünmeye teşvik ediyor. Yazar, diyaloglarla felsefi bir görüş ortaya koyarken, okuyucuyu empati testinin etik olup olmadığını sorgulamaya yöneltiyor.

Dayatılan empati, gerçekten empati midir? Kitap, bize doğru gelen şeylerin sistemsel olarak dayatıldığında farklı sonuçlara yol açabileceğini gösteriyor. İşaretlenmiş insanlar ve işaretlenmemişler arasındaki ayrımın, bugünün dünyasında başka sıfatlarla zaten var olduğunu fısıldıyor.

Romanda şu ifadeler yer alıyor:

İşaretlenmemiş biri yanlış bir şey yaptığında herkesin, bu kişinin işaretlenmemiş olmasını büyüttüğünü, ancak işaretli biri yanlış bir şey yaptığında kimsenin bir şey demediğini fark ettiniz mi? Örneğin Reykjavik polisleri, hafta sonu yirmilerinde bir adamın alkollü araba kullanmaktan tutuklandığını söylüyor. Kişi işaretli olduğunda, insan olduğu için yasayı çiğnemiş oluyor ama işaretlenmemiş biri yasaları çiğnediğinde, bunu işaretlenmemiş olduğu için…

Toplumu İyileştirmenin Bedeli: Özgürlük mü, Güvenlik mi?

İzlanda Psikoloji Topluluğu’nun empati testi, suç oranını düşürme ve toplumu iyileştirme hedefiyle yola çıkıyor. Testi geçemeyenlere psikolojik destek sağlanıyor. Ancak, referandum yaklaştıkça test yanlıları ve karşıtları arasındaki gerilim artıyor. Teste girmeye direnen Tristan'dan tehdit mesajları alan psikolog Oli, eşi Solveig'le konuşurken teste direnmenin bir tuzak olduğunu iddia ediyor. Ona göre empati, insanlara bir çeşit tedavi olarak sunulmuş olsa da, şimdiye kadar hiçbir kuşak empatiyi müsamahadan ayıramadı.

Oli, duygularımızın bizi kontrol etmesine izin vermememiz gerektiğini, bazen soğukkanlı olup herkes için iyi olanı mantıklı bir şekilde düşünmemiz gerektiğini savunuyor. Bu durum, toplumu iyileştirme çabalarının, bireysel özgürlükleri kısıtlayıp kısıtlamadığı sorusunu akla getiriyor.

Romanda yer alan bir diğer çarpıcı ifade ise şöyle:

…kuşaklardır empati insanlara bir çeşit tedavi olarak sunuldu, ancak şimdiye kadar hiçbir kuşak empatiyi müsamahadan ayıramadı. Cevap bu Solveig. İnsani çözüm bu. Kimin yardıma ihtiyacı olduğunu gösteren araçlarımız var. İnan bana, görmezden gelmemiz, önünü açıp merhamet göstermemiz, daha iyi biri olacağını ummamız ona yaramaz. Duygularımızın bizi kontrol etmesine izin veremeyiz. Bazen soğukkanlı olmalı ve herkes için iyi olanın ne olduğunu mantıklı bir şekilde düşünmeliyiz.

Korku mu, İnanç mı? "İşaret" Bizi Seçim Yapmaya Zorluyor

Empati testini geçenlerin, bu teste katılmak istemeyenlerle empati kuramamaları ve kendilerini "ötekilerden" soyutlamaları, insanın doğası üzerine önemli bir gerçeği ortaya koyuyor. İnsanlar, korkuyla mı yoksa birbirine olan inançla mı yaşamak istiyor? "İşaret", bu soruyu okuyucunun zihnine kazıyarak, özümüzde var olan değerlere bakmamızı sağlıyor.

Frida Isberg'in "İşaret" romanı, empati kavramıyla ilgili kafamızda yeni sorular oluşturmayı başarıyor. Distopik bir kurgu üzerinden, günümüz toplumlarındaki ayrışmaları ve ötekileştirmeyi gözler önüne seriyor. Kitap, okuyucuyu empati, özgürlük ve güvenlik arasındaki dengeyi sorgulamaya davet ediyor. "İşaret"i okuduktan sonra, dünyaya bakış açınızın değişmesi ve empati kavramını yeniden düşünmeniz kaçınılmaz.

İlgili Haberler