Gezi Davası'ndan hükümlü Can Atalay, cezaevinden yaptığı çağrıyla gündeme bomba gibi düştü. AYM kararlarına rağmen tahliye edilmeyen ve milletvekilliği düşürülen Atalay, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılmasını istedi. Peki, bu çağrı bir öğrenci affı beklentisi mi yaratıyor? İşte detaylar!
Öğrencilerin Geleceği Tehlikede mi?
Can Atalay, Silivri Cezaevi'nden yaptığı açıklamada, tutuklu öğrencilerin durumuna dikkat çekti. "Hiç tutuklanmaması gereken bu öğrencilerin sadece eğitim hakları değil, gelecekleri de ağır tehdit altında. Bu tehdit derhal sona erdirilmeli" diyen Atalay'ın sözleri büyük yankı uyandırdı. Atalay, öğrencilerin içinde bulunduğu koşulların, eğitim haklarının fiilen ellerinden alınmasına yol açtığını vurguladı. Cezaevinde sağlanan göstermelik olanakların, eğitim için gerekli şartların yanına bile yaklaşamayacağını belirtti.
- Sınavlara hazırlık ve eğitime devam, yalnızca özgürlük koşullarında mümkündür.
- Tutuklulukta geçirilen her gün, gençlerin hayatında derin etkiler bırakır.
- Konumuz sadece bir dava dosyası değil, genç insanların yaşamı ve yarınlarıdır.
Hukuki ve Vicdani Çağrı
Milletvekili Atalay, söz konusu öğrencilerin tutukluluğunun hem hukuki hem de vicdani zeminde hiçbir şekilde meşru olmadığını savundu. "Bir cezaya hükmedilemeyeceğinden eminim. Ancak çok açık biçimde yatarı olmayan bir suçlama ile yargılanıyorlar. Yargılama süreci tutuksuz sürdürülebilir. Bu öğrenciler hiçbir koşulda özgürlüklerinden mahrum bırakılmamalıydı" ifadelerini kullandı. Atalay'ın bu açıklamaları, tutuklu öğrencilerin durumuna dikkat çekerek kamuoyunda farkındalık yaratmayı amaçlıyor.
Eğitim Hakkı Engellenemez
Can Atalay, eğitim hakkının tutuklulukla engellenemeyeceğini vurguladı. "Eğitim hakkı, tutukluluğun gölgesinde gerçekleşemez" diyen Atalay, cezaevinde sağlanan olanakların yetersizliğine dikkat çekti. Öğrencilerin sınavlara hazırlanması ve eğitime devam etmesi için özgürlük koşullarının şart olduğunu belirtti. Atalay'ın bu çağrısı, tutuklu öğrencilerin eğitim haklarının korunması ve gelecekteki fırsatlarının ellerinden alınmaması gerektiği konusunda önemli bir mesaj veriyor.
Can Atalay'ın cezaevinden yaptığı bu çağrı, tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması ve eğitim haklarına kavuşması için bir umut ışığı yakmış durumda. Atalay'ın vurguladığı gibi, bu öğrencilerin geleceği tehlike altında ve bu tehdidin derhal sona erdirilmesi gerekiyor. Kamuoyunun ve yetkililerin bu çağrıya kulak vererek gerekli adımları atması, gençlerin hayatında önemli bir dönüm noktası olabilir.