Gazeteci Fatih Altaylı, son yazısında iktidarın İsrail-İran gerginliği üzerinden yürüttüğü politikaları eleştirdi. Altaylı, iktidarın bu gerginliği kullanarak toplumda korku yaymaya çalıştığını ve bu sayede Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğine olan desteği artırmayı hedeflediğini savundu.

Korku Pompalamak Ne Anlama Geliyor?

Altaylı, iktidar ve yakın çevresinin, İsrail'in İran'a yönelik saldırısının ardından sürekli bir "korku pompalamaya" başladığını belirtiyor. Bu durumun amacının, halkı tedirgin ederek Erdoğan'ın "tecrübeli ve uluslararası arenada güçlü lider" imajıyla arkasında toplamak olduğunu ifade ediyor. Altaylı, "Ekonomi kötü olabilir, ama ülke tehlikede; bu yüzden Erdoğan'la yürümeliyiz" düşüncesinin yaygınlaştırılmaya çalışıldığını vurguluyor.

Altaylı'ya göre, bu yaklaşım akılcı değil. Bir soruna karşı, o sorunun nedenine sığınmanın mantıklı olmadığını savunuyor. İsrail'in Türkiye için gerçekten bir tehdit olup olmadığını sorgulayan Altaylı, asıl tehdidin Türkiye'nin "güvenilmez" bir ülke olarak tanınmaya başlaması ve strateji yoksunu politikaları olduğunu belirtiyor.

Türkiye'nin Değerli Yalnızlığı

Altaylı, Türkiye'nin yakınındaki herkesle arasını bozan politikalar izlediğini ve bu nedenle bölgede yalnızlaştığını ifade ediyor. "Bugün tüm bölgemizde tek bir dostumuz yok" diyen Altaylı, Türkiye'nin Karabağ örneği üzerinden Azerbaycan'la bile arasının açıldığına dikkat çekiyor.

Altaylı'nın dikkat çektiği diğer noktalar:

• Türki cumhuriyetlerin Kıbrıs Rum Kesimi'nde büyükelçilik açması
• Rusya'nın Türkiye tarafından kazıklandığı hissine sahip olması
• Yunanistan'ın sınırda ABD üssü kurup Türkiye'yi hedef alan tatbikatlar yapması
• Bulgaristan'ın bile Türkiye ile limoni olması
• HTŞ rejiminin Suudi Arabistan ve İsrail'e Türkiye'nin Suriye'deki etkisinin artmayacağı garantisini vermesi
• YPG'nin Amerika'nın boşalttığı üslerde varlığını pekiştirmesi

Sorunun Kaynağı Çözüm Olabilir mi?

Altaylı, tüm bu olumsuzluklara neden olan ve bölgedeki herkesi Türkiye aleyhtarı yapan iktidarla kendi yarattığı sorunların aşılamayacağını savunuyor. Yazısını, "Bölgemizdeki herkesi Türkiye aleyhtarı yapan iktidarla kendi yarattığı sorunları aşacağız, öyle mi!" sözleriyle tamamlıyor.

Fatih Altaylı'nın bu sert eleştirileri, Türkiye'nin dış politikası ve iktidarın iç politikadaki stratejileri üzerine önemli soruları gündeme getiriyor. Altaylı'nın analizi, Türkiye'nin bölgesindeki rolü ve geleceği hakkında düşünmeye sevk ediyor.